Natuk Baytan’ın 1979 yapımı Korkusuz Korkak’ı pek çok açıdan ilginç bir film. Bir yanıyla klasik bir Kemal Sunal güldürüsünden diğer yanıyla oldukça farklı şeyler denemiş, mizahen deneyselliğe başvurmuş bir işten söz ediyoruz. Dönemin Kemal Sunal filmleri hep akıllarda yer etmiştir, ancak Korkusuz Korkak filminin yeri pek çokları için ayrı olsa gerek.

Kemal Sunal bu sefer karşımıza Mülayim Sert olarak gelir. Mülayim pek tabii Sunal’ın yıllar boyu taşıdığı Şaban karakterinin bir varyasyonudur, ancak ayrı bir özgünlük de taşımaktadır (Zaten bugün filmin adının pek çokları tarafından “Bombacı Mülayim” sanılması da bunu göstermekte). Aylardır kirasını ödeyemeyen, bir şirkette masabaşı işinde çalışan ama bir dolu da getir götür işi üzerine yüklenen Mülayim, yumuşak başlı ama kesinlikle saf olmayan, çevresinin farkında bir adamdır. Rutini itilip kakılmayla geçen genç adamın hayatı doktorunun altı aylık ömrü kaldığını öğrenmesiyle kökten değişir. Zaten günleri sayılı olduğu için ezilmeme kararı alan Mülayim önce ev sahibesi ve patronuna, ardından da şehre kök söktüren çetelere kafa tutacaktır.

Korkusuz Korkak, Kemal Sunal’ın çoğu filminde denk geldiğimiz yanlış anlaşılmalarla renklenen durum komedisi mantığını ölçülü şekilde barındıran bir film. Seksenlerin ortalarından sonra Sunal’ın filmlerinde bolca konu olacak geçim derdi bu filmde kendini yavaş yavaş hissettirir ancak bir farklılık vardır; Mülayim’in parçası olduğu bir aileye ya da topluluğa denk gelmeyiz. Ne önceki filmlerdeki gibi “fakir, kısmen hırçın ama sevgi dolu” ne de ilerki filmlerde olacağı gibi “yoksulluktan evin direğine haksızca yüklenen” yeşilçam ailelerinden kopuk bir Sunal/Şaban/Mülayim görürüz. Filmi absürt mizaha yaklaştıran da muhtemelen budur. Kemal Sunal’ın karakterini Yeşilçam’ın kutsal değerleriyle bir yere bağlamadığınızda/kısıtlamadığınızda ortada dramatik tonu az, absürtlüğü bol bir mizah oluşur. Ailesiz ya da (Tellioğulları ve Hababam Sınıfı gibi toplulukları da düşünürsek) cemiyetsiz bir Kemal Sunal filmi olan Korkusuz Korkak, yine bu sebeplerden ötürü içinde başka büyük güldürü ismi barındırmaz, yük tamamen Sunal’a birikmiştir anlayacağınız.